12 Ekim 2009 Pazartesi


Denizin en tuzlu yerinde ; en kör edici yakıcılığında aç gözlerini! Bak! Başka hayat yok. Her zorluk birşeyler öğretir insana, bir şeyler katar. Büyütür biraz; çok kızsanda büyümek zorunda kalırsın. Penceren değişir; eskiden olduğu gibi bir lolipop ya da bir gazoz geçirmez rüyalardan kalma mutsuzluklarını. Her seferinde daha onarılmaz kırılır hayallerin. Öğrendiklerin kadardır elinde kalanlar; ne eksik ne fazla. Kazandıklarını eklersin hayatına; yeterince şanslıysan her seferinde sarılırsa yaraların kaybettiklerini eksiltmek zorunda kalmassıın. Daha başka bakarsın hayata.Artık sabah kalkıp elindeki bulmacayla sahile indiğin halinden daha farklı yerlerindesindir hayatın. Elinde kalemler üstünde gömlekler olan bir yerinde. Korkularını,açlıklarını,hüznünü uçan balonlara yükleyip uçuramadığın bir yerinde. Hayallerin, şeker kadar hızlı tüketildiği bir boyutta! Vakit darlığından herşey şeker gibi hızla tüketilirken, 20’lerinizde elini eteğini çekmek istersin. Elini eteğini çekip sonrakilere öğütler vermek için sıvarsın kollarını. Durup düşününce bir şansım daha olsa; hani baştan başlayabilesem yapar mıydım diye, düşünmekten yılıp pişmanlıktan da bıkınca , daha çok kaptırırsın kendini herşeye daha çok yorulursun. Tükeniyorum sanırsın her seferinde artık nefes alamadığını düşünürsün , her seferinde hayal kurmamak üzerine antlar içip, Yeni hayallere dalarsın. Üstünde ki kıyafetlerdeki lekelere dayanamazken kirlenir hayatın. Çıkartamassın, yıkayamassın. Çocukluğunun resmi komidinin üzerinden kocaman gülümserken sana, mis kokulu rüyalarını özlersin. Herşey çok kötü gelir bazen. Ama gözünü açtığın o an görürsün ki; Başka hayat yok! Hiç tükenmedin düşündüğün kadar. Derin bir nefes alıp güne başlaman gerekir sadece. Gülümse.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder